Aile İcinde Disiplin Ve Cocuk Yetistirmede Farkli Ebeveyn Tutumlari


Kızımın okulunun göndermiş olduğu bir yazıyı paylaşmak istiyorum gerçekten yararlı bir paylaşım umarım sizlerde faydalanırsınız . 
Çocuğun saygıyı öğrenmesi, yetişkinlerin onun alan ve sınırlarına saygı göstermesiyle olur.


Disiplin, bireye kazandırılan alışkanlıklar yoluyla onu, kendisi ve çevresiyle uyumlu yaşamaya hazırlama sürecidir. Disiplin, sorumluluğu ve uyulması gereken kuralları öğreterek iç denetim demek olan ‘ahlak gelişimini sağlar. İç denetim dıştan gelen zorlamayla olmaz. Ancak sevgi temeline dayanan bir disiplin uygulamasıyla gerçekleşebilir. Görüldüğü gibi disiplin, sorumluluğun içselleştirilmesiyle ilgilidir ve ‘ceza’yla eş anlamlı değildir.
            İlk temel alışkanlıkların kazanıldığı dönem, erken gelişim yıllarıdır. Bu nedenle disiplin açısından okul öncesi dönemin özel bir önemi vardır.
                                           DİSİPLİN İLKELERİ
Kararlılık: Çocuktan yapmasını istediğiniz şey konusunda kararlı olun. Tartışmayın, gerekçesini söyleyip istediğinizi yapmasını bekleyin. Kararlı bir tonda sunulan istekler, genellikle dinlenir. Ancak çocuk bunu zamanla öğrenir.
Kesinlik: Koyduğunuz kurallar konusunda tavrınız kesin olsun: ‘Sevgili çocuğum, ben hayır demişsem o, olmayacak.’
Süreklilik: Disiplinde önemli bir ilkenin de süreklilik olduğunu aklınızdan çıkarmayın: ‘Aynı konuda geçen defa hayır demiştim. Bu defa ısrar gereksiz.’
Sakinlik: Kriz durumlarında soğukkanlılığınızı koruyun: ‘Çığlık attığında kulaklarım çok rahatsız oluyor. İstersen ağlamana öteki odada devam et.’
Ödüllendirme: Başarılmış bir eylemden sonra, gerektiğinde sosyal ödül niteliğindeki bir övgü ya da öpücüğü ihmal etmeyin: ‘Aferin oğlum (kızım). Bir öpücüğü hak ettin.’
                               
Çocuğunuz, yapmaması gereken hareketi, sizin hatırınız için değil, yapılmaması gerektiği bilincine ulaşarak yapmamalıdır.
DİSİPLİN NE İŞE YARAR

1-      Disiplin, öncelikle çocuğa nasıl hareket edilmesi gerektiğini öğretir. Etkili bir disiplin yoluyla çocuk, kendinin ve başkalarının yararına olan inanç, değer ve kuralları içselleştirerek öğrenir. Ancak çocuğun bunları içselleştirmeden önce, ebeveynin kural, değer ve inançları, söz ve eylem yoluyla somuta indirgeyerek sergilemesi gerekir.
2-      Disiplin, çocuğa dürtülerini kontrol etmeyi öğretir. Çocuk dürtüleriyle hareket ettiği için kararları zayıftır. O, düşünmeden önce hareket eder. Biz, çocuklara, önce düşünüp ardından hareket edebilmeleri için fırsatlar veririz.
3-      Etkili disiplin, akla ve mantığa uygun olanıdır.
4-      Etkili disiplin, çocuğun gelişimine uygun olandır. Söz gelimi 4 yaş çocuğu için uygun olan bir disiplin yöntemi, 1 yaşındaki bir çocuğa etkili olmaz. Bu nedenle ebeveyn olarak biz, kendimizi hangi metodun hangi yaş için uygun olduğu konusunda eğitmeliyiz. Söz gelimi okul öncesi dönem çocuğu, sözden çok eylemi daha kolay algılar ve tepki verebilir.
                             
                            OLUMSUZ AİLE TUTUM ŞEKİLLERİ

1. AŞIRI SEVGİ VE GEVŞEK EĞİTİM: Bu tutumu gösteren ailelerde sevgi, çocuğa şımartılacak derecede çok verilir ve disiplin yok denecek kadar azdır. Çocuktan çok az şey beklenir. Bu tarz yetiştirilen çocuklar genellikle erişkinlik yaşamalarında sorumluluk taşımayan, hep alıcı bireyler olarak karşımıza çıkar. Burada verilen sevgi, aşırı vericilik ve aşırı koruyuculuk biçimindedir. Disiplin tarzları ise yalancı bir hoşgörü biçiminde görünürse de aslında ailenin güçsüzlüğünün ve yetersizliğinin bir sonucudur. Çocuk ne kadar büyümüş olursa olsun, aile ona ilk yıllarda olduğu gibi daima vermeye ve korumaya eğilimlidir. Böyle çocukların ileride, doyumsuz ve bencil olma olasılığı fazladır. Eğer aile varlıklı ise çocuğu bir süre daha doyurabilir; çocuk dayanaksız ve doyumsuz kaldığında ise alkol, kumar ve madde kullanımına başlama olasılığı artar.
Bazı anne-babalar otorite olmayı öğrenememişlerdir; bunlar çocuklarına gerekli sınırlamaları koyamazlar.
Bir kısım anne-baba ise katı baskı altında yetişmişlerdir. Kendi yaşamadıklarını çocuklarına yaşatmak isterler ve dolaylı olarak doyum sağlamaya çalışırlar. Ne var ki, sınırların katı ve dar olması kadar iyi çizilmemesi de çocuğun gerekli rehberlikten yoksun kalmasına neden olur. Bu gibi çocuklarda başkaldırıcı ve toplum dışı davranışlar daha sıkı gözlenir.
2. AŞIRI SEVGİ VE SIKI EĞİTİM: Burada sevgi, aynı birinci tutumda olduğu gibi aşırı verici ve koruyucu bir davranışla sunulmaktadır. Ancak çocuğa bir bebek gibi bakıldığı halde, kendisinden beklenenler çoktur. Hiçbir şey esirgemez; özel dersler aldırılır, çeşitli olanaklar sağlanır. Buna karşılık çocuktan ileri düzeyde başarı beklenir. Bu tutumla yetiştirilen çocukların nevrotik olma olasılıkları çok yüksektir. Bu beklenti, sevgi ile beraber sunulduğundan çoğunlukla çocuklar tarafından kolay benimsenir ve benliğe sindirilir. Bazen çocuk bu özellikleri çok sindirmiştir ve kendisine aşırı derecede kontrol eder; böylece acımasız bir üst benliğe sahip erişkin olarak yetişir.
3. YETERSİZ SEVGİ VE AŞIRI DİSİPLİN: Sıkı eğitim vardır ve disiplin genellikle aşırı cezalarla uygulanır; en küçük şeyde cezalandırma (dayak, şiddet) yoluna gidilir. Çocuk çoğunlukla aşağılanır ve horlanır. Böyle yetiştirilen çocuklarda saldırgan ve antisosyal davranışlara eğilim artar. Bu tür ailelerde büyüyen çocuklar, karşı çıkma ve saldırganlık gibi yollarla kendilerini kabul ettirmek isterler ve kendi iç dünyalarını açıklamakta zorlanırlar.
4. GEVŞEK EĞİTİM VE YETERSİZ SEVGİ: Bu durum yoksul ve kalabalık ailelerde gözlenir. Çocuğa düşen sevgi ve ilgi payı azdır. Çocuğun eğitimi de yetersizdir. Böyle çocuklar "saldım çayıra, mevlam kayıra" anlayışı ile yetişir. Çocuk, kendi yolunu bulmaya çalışır. Böyle çocuklar pasif ve donuktular. Bu tutumda da disiplinsizlik söz konusudur, ancak disiplinsizliğin buradaki nedeni sorumsuzluk ve ilgisizliktir. Sevginin yetersiz oluşu ancak disiplinsizliğin buradaki nedeni sorumsuzluk ve ilgisizliktir. Sevginin yetersiz oluşu aşırı iticiliğe neden olur. Çocuk yeterli sevgi ve bakım görmez. Hazır olmadığı çağlarda bağımsızlığa zorlanır; bir an önce kendi kendisine yetmesi ve kendisine bakması beklenir.
                             DİĞER OLUMSUZ AİLE TUTUMLARI:
A. ANNE VE BABANIN TUTUMLARI ARASINDA Kİ TUTARSIZLIK: Bu tutumda, bir çocuğa annenin ayrı, babanın ayrı bir tutum izlemesi söz konusudur. Çocuğa konulan sınırların sürdürülmesi için anne-babanın davranışlarında tutarlı olması gerekir.
B. AİLE İÇİNDE KARDEŞLERE FARKLI TUTUMLAR: Burada çocuklar arasında ayrımcılık vardır. Örneğin, kız çocukla erkek çocuk arasında veya yatağını ıslatan çocukla diğer çocuklar arasında ayırım yapılır.
C. AİLE İÇİ KUTUPLAŞMALAR Aile içinde bazen klikleşmeler, aile içindeki bir grubun başka gruba ya da kişiye karşı çıkması, gizli anlaşmalar oldukça sık görülür. Bazen anne-baba çocuklara karşı çocuklar anne-babaya karşı, bazen de bir çocukla baba, bir başka çocukla anneye karşı kutuplaşabilir. Çocuk aile içinde herkesin yüklendiği bir şamar oğlanı da olabilir.   

                                                    

Yorumlar